-
1 takmak
I vi1) einlegen (-e)üçüncü vitese \takmak den dritten Gang einlegen2) bir şeye dişini tırnağını \takmak ( fam) sich die Zähne an etw ausbeißenII vt1) anbringen, befestigen; ( dizgin) anziehen; ( emniyet kemeri) anschnallen; ( kemer, kelepçe) anlegen; ( kılıç) gürten; ( lastik) aufziehen; ( yüzük) ansteckenbir çalgıya tel \takmak Saiten auf ein Instrument ziehen2) einsetzen (-e in)camı çerçeveye \takmak die Scheibe in den Rahmen einsetzen4) (ad, lakap) gebenbirine lakap \takmak jdm einen Spitznamen geben5) ( süngü) aufpflanzen6) ( gözlük) aufsetzen7) (sl) ( borç bırakmak) schuldig bleibenkirayı \takmak die Miete nicht bezahlenbirine \takmak jdn auf dem Kieker habenbir şeyi kafasına \takmak sich etw in den Kopf setzen10) (sl) ( sınavını başaramamak) durchfallenmatematikten taktı er ist in Mathe(matik) durchgefallen12) birini peşine \takmak jdn in Schlepp [o ins Schlepptau] nehmen13) (sl) ( olumsuz biçimde)o hiç kimseyi takmaz dem sind alle schnuppe -
2 peş
peş1 Besatz m (bei Kleidung)peş21. → arka2. adv: peş peşe hintereinander;peş peşe oluşmak dicht aufeinander folgen3. postp: peşinde, peşinden, peşine hinter (D, A); nach D;peşinde auf der Suche nach D;peşinde dolaşmak fig fam hinterher sein (hinter D);biri diğerini peşinden çeker das eine zieht das andere nach sich;-in peşine düşmek hinter jemandem herlaufen; fig fam hinter jemandem hersein, jemandem die Bude einrennen;-in peşine takmak mitbringen, fam ranschleppen -
3 peş
peş sbir şeyin/kimsenin \peşinde olmak hinter etw/jdm her seinbirinin \peşinde dolaşmak jdm nachstellen, jdn verfolgenbirinin \peşinde(n) gitmek ( izlemek) jdm folgen; ( düşünce ve görüşlerini benimsemek) sich jdm anschließenbirinin \peşinden koşmak hinter jdm herlaufen, jdm nachlaufenbirinin \peşine takılmak sich an jds Fersen heften\peşine takmak mitnehmenpolis \peşindeydi ( fam) die Polizei war ihm hinterher
См. также в других словарях:
peşine takmak — yanında götürmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
peş — 1. is., hlk., Far. pīş Bazı giysilerin bol olması için yanlarına eklenen kumaş parçası 2. is., Far. pes 1) Arka, art Biz kuru canımıza razıyız, diye peşimizden geliyordu. F. R. Atay 2) Elbisenin etek kısmı Birleşik Sözler peş peşe peşi peşine… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sürümek — i 1) Bir şeyi yerden kaldırmaksızın çekerek, iterek götürmek, sürüklemek 2) Hafif bir şeyi sürüklemek Eteğini sürümek. Duvağını sürümek. 3) Herhangi bir sebepten dolayı güçlükle yürümek 4) Bir şeyi peşine takmak, alıp götürmek Diyar diyar beni… … Çağatay Osmanlı Sözlük
geçirmek — i 1) Geçme işini yaptırmak, geçmesini sağlamak 2) e Bir şeyi bir yandan öbür yana götürmek Kalanımızı peşine takarak Murat suyunun karşı kıyısına geçirdi. K. Bilbaşar 3) i, e Bir şeyi bir yerden başka yere taşımak, nakletmek Odanın eşyasını öbür… … Çağatay Osmanlı Sözlük